PİNA BAUSH’LA
BİR NEFES
Geleceğin dansçısını betimleyen
Isadora Duncan, bu dansçının kadına yüklenen klasik imgelerden uzakta dans
edeceğini söyler. Ona göre geleceğin dansçısı sadece kadın olarak dans
edecektir ve kadının özgürlüğünü danslaştıracaktır. Bu belirlemeyi daha 1903’te
yapan Duncan’ı haklı çıkaracak kişi ise yaklaşık altmış yıl sonra Pina Baush
olur.
1940
Almanya doğumlu olan Pina Baush dansa 15 yaşındayken, Alman dışavurumcu dans
akımının kurucularından ve dönemin en etkili koreograflarından biri olan Kurt
Jooss'un yönetimindeki Folkwang Akademi'de başlar. Bu dönemde Almanya’da
anlatım dansı olarak bilinen Alman modern dans akımı talep görmemektedir. Çünkü
Naziler anlatım dansını kendilerine mal etmişlerdir. Genelde modern sanata ve
akımlarına dejenere sanat damgasını vuran Nazi iktidarı modern dansa, kendi
gösterimlerinde kullanmak üzere destek sunmuştur. Böylece bu dans, sanatsal
değerini yitirerek, gelişimini durdurur. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Doğu ve
Batı Almanya’da bu nedenle bale yükselişe geçer ve modern danslar daha az kabul
görür. Bu dönemde Batı Almanya’da baleye alternatif arayan dansçıların
gittikleri okul Folkwang Akademi’dir ve buraya devam eden az sayıdaki
öğrencilerden biri Pina Baush’tur.
Pina Baush
1960’da mezun olduktan sonra New York’taki Julliard School’da öğrenim görmek
üzere burs kazanır. Burada çeşitli topluluklarda dans eder. 1960’larda modern
dans Almanya’da “tanztheater”(dans tiyatrosu) adıyla yeniden ortaya çıkar. Baush
da New York’dan döndükten sonra hocası Joss’un topluluğunda solo dansçı olarak
yer alır. 1968 yılında ilk koreografisini yapar, ertesi yıl Jooss'un ardından
topluluğun sanat yönetmeni olur. 1972’de ise Tanztheater Wuppertal Pina Bausch
topluluğunu kurarak topluluğun sanat yönetmeni ve koreografı olur.
Wuppertal
Dans Tiyatrosu, ülke dışında, ülke içinden iki kat daha fazla gösteri
yapmasıyla Alman toplulukları arasında farklı bir yere sahiptir. Topluluk
kendini, repertuvar tiyatrosunun yerel izleyicisinin talepleriyle
sınırlandırmaz. Topluluk tüm dünyada düzenli turne programları yapar.
Geçtiğimiz
yazın 30 Haziran’ında aniden yaşamını yitiren, 20.yüzyıl dans tiyatrosunun
öncülerinden Pina Baush’un ölümü Michael Jackson’ın ölümüyle aynı döneme denk
gelse de onun kadar ses getirmedi. Ancak dünya çok önemli bir sanatçısını
kaybetti.
Pine Baush’un dans tiyatrosunda
toplumsal eleştiriler vardır. Anlatımı, biçimden üstün tutmakla beraber,
anlatım dansında görülen yoksul tiyatro izlerinin tersine görsel olarak zengin
prodüksiyonlar görülür. Danslarında kadın psikolojisinin toplumsal nedenlerini
sorgulayarak, kadın erkek ilişkilerine yer verir. Baush’un eserlerinde
kadınlara özgü bakış açısıyla, feminist alt metinler görülür. Gerçeküstü
nitelikte kısa diyaloglardan oluşan eserlerinde, tekrarlar da önemli yer tutar.
Görsellik sadece dansın olağanüstülüğünde değildir, dev dekorlar ve temaya
uygun kostümler de görselliği zenginleştirir. Kentler üzerine koreografiler
kuran sanatçı İKSV’nin davetlisi olarak 2003 yılında geldiği İstanbul için de “Nefes”
adlı gösterimi hazırlamıştı.
Bu
gösterimin sahne arkası ve hazırlıkları özel bir izinle, yönetmen Hüseyin
Karabey tarafından çekildi. “Gitmek” adlı filmi ile kendinden söz ettiren
yönetmenin ünlü dansçının çalışmalarına olan tanıklığı ise oldukça etkileyici
bir belgesele dönüştü. 2005 yapımı “Pina Baush’la Bir Nefes” isimli belgesel Yurt
içi ve yurtdışında birçok festivale katıldı. Bu belgesel bu hafta bir kez de
Seyr-î Mesel Sanat Atölyesi’nin her cumartesi günü gerçekleştirdiği film
günlerinde gösterilecek. Pina Baush’un dans tiyatrosunu hiç izlememiş olanlar,
bu belgeseli izledikten sonra ne çok şey kaçırmış olduklarını anlayacaklar.
Ünlü sanatçının çalışma tarzını, dansçıların performansını Hüseyin Karabey’in
kamerası ile göreceğimiz bu belgesel 7 Kasım cumartesi saat 19.30’da yönetmenin
katılımıyla gerçekleştirilecek.
GÜLER İNCE
Bu yazı 7 Kasım 2009
tarihli Günlük gazetesinde yayınlanmıştır.
Kaynakça: Susan A.Mannig-Melissa Benson/Folklora Doğru /Dans,
Müzik, Kültür 60 (Ekim 1990)
Boğaziçi Üniversitesi Folklor Kulübü
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder