Powered By Blogger

20 Haziran 2013 Perşembe

KİM DEMİŞ İSPANYA İÇ SAVAŞI BİZE UZAK DİYE?

KİM DEMİŞ İSPANYA İÇ SAVAŞI BİZE UZAK DİYE?

(2 HAZİRAN 2013 PAZAR GÜNÜ YAYIMLANAN CUMHURİYET PAZAR'DAKİ RÖPORTAJIMIZ)

Kim demiş İspanya İç
Savaşı bize uzak diye?

Sahnede bir kadın ve bir adam. Can
çekişiyorlar. Aralarında çekişiyorlar. Bir iç
savaşın acısını, ölümün korkusunu,
katliamların dehşetini taşıyorlar bedenlerinde.
Hayatta kalma isteğini ve de hayatta kalmanın
vicdanını da. Sizi de bu duygularına ortak ettikleri
bir oyunculukla, insan olmayı sorgulatıyorlar. Onlar
Carmela ve Paulino. Hani şu; “Fakat bombalar
hiçbir şeye yaramaz, rumba la rumba la rumba la.
Kalplerin attığı yerde ay carmela! Ay carmela!”
şarkısındaki Carmela’dan bahsediyorum tabii ki.
İspanya İç Savaşı’nda Franco’nun ordularına karşı
savaşanlar tarafından dillendirilen bu parça ve “Ay
Carmela!” pek çok farklı dildeki film ve oyunlara
konu oldu. Şimdi “Ay Carmela!” Kürtçe olarak
sahnede. Seyr-i Mesel Sanat Atölyesi’nin hayata
geçirdiği “Ay Carmela!”nın oyuncuları Güler İnce,
İbrahim Turgay ve yönetmeni Nurten Demirbaş’la
oyunu konuştuk. 15 Haziran’da saat 20.00’de
Taksim’deki Seyr-i Mesel Sanat Atölyesi’nde
izleyebilirsiniz. Kaçıranlar üzülmesin, oyun yeni
sezonda da devam edecek.

- “Ay Carmela!” oyunuyla ne
zaman tanıştınız?
Güler İnce: 10 yıl önce Seyr-i
Mesel’in yeni kurulduğu dönemde
bir arkadaşım okumak için benden
Edgar A.Poe’nun bir kitabını ödünç
almıştı. Kitabı kaybetti ve yerine
bana “Ay Carmela” kitabını hediye
etti. O gün oyunu okudum ve çok
etkilendim. Oynamamız gerektiğini
düşündüm ama başka oyun
projeleri vardı ve bu oyun içerisinde
yer alacak birilerini bulamadım.
Arada bir yine okudum oyunu, her
defasında aynı isteği duydum. Bizim
dünyamıza çok yakın bir oyundu
çünkü. Bir de her Ay Carmela
şarkısını dinlediğimde bu istek daha
da pekişiyordu.
- Sonunda da hayata geçirdiniz.
Neydi sizi bu oyunda çeken?
G. İnce: Yeni bir oyun çalışması
içerisine girebilecek üç arkadaş
vardı. Bu yüzden üç ya da iki kişilik
oyunlar üzerinde yoğunlaştık, çeşitli
okumalar yaptık. Tabii Ay Carmela
yine kafamdaydı. En son Ay Carmela önerisiyle
gittim arkadaşlara, beğendiler. Oyunu bu kadar
sevmemin nedeni, güçlü karakterler ve oyun
örgüsüydü. Sonuçta oyunda bir militarizm eleştirisi
var. Militarizm ise dünyanın her yerinde her zaman
var olan, insanlığı, yaşamı ve dolayısıyla da sanatı
olumsuz etkileyen bir güç. Yine oyunda sadece
militarizme değil, iktidarlara da bir gönderme var.
Sanatın üzerinde baskın bir güç olmaya çalışan
iktidarlar ve siyaset günümüzün de problemi.
İbrahim Turgay: Oyunun metni beni çok etkiledi,
bize yabancı bir duygu yoktu oyunda. Ayrıca
Paulino, oyunculuk anlamında yeni bir deneyim
kazanabileceğim bir karakter. Çok zor. Komedi ve
dram oyunculuğunu birlikte vermeyi gerektiriyor.
Nurten Demirbaş: “Ay Carmela!”, İspanya İç
Savaşı’nı anlatsa da aslında dünyanın herhangi
bir yerinde yaşanan ve halen yaşanmaya devam
eden benzer durumları ifade ediyor. Savaşın
getirdiği yıkım, ölüm ve parçalanmışlık maalesef
her zaman, her yerde aynı. Üç kişiden oluşan
gezici tiyatro grubunun yanlışlıkla Franco yanlısı
güçlerin eline düştükten sonra yaşadıkları trajediyi
okuduğumuzda bu oyunu kendimize çok yakın
bulduk, çünkü biz de yakınlarımızı, arkadaşlarımızı
savaşta kaybetmiş bir topluluğuz. Biz de tıpkı
Paulino gibi sevdiklerimizle, hiç ölmemişler gibi
konuşmayı sürdürüyoruz.
- Nasıl hazırlandınız oyuna?
N. Demirbaş: Kürt tiyatrocular olarak İspanya
İç Savaşı’na dair yaptığımız dramaturjik çalışmalar
esnasında topraklarımızda yaşanan amansız
savaşın kapılarımızdan içeriye ne çok girdiğini
fark ettik. Bu kez kendi duygularımızı, anılarımızı,
ayrılıklarımızı, gözyaşlarımızı ön planda tutarak
çalışmamızı sürdürdük. Oyunu deşifre ederken;
Sinisterra’nın militarizm karşısındaki güçlü
eleştirisini bir kez daha fark ettik, bu parçalanmışlık
içerisinde sanatçının iktidar karşısındaki tavrı ve
durması gereken nokta yine kendi gerçekliğimizden
yola çıkarak tartıştığımız ana tema haline geldi.
İ. Turgay: Bol bol İspanyol filmlerini ve flamenko
dansı izledim. Tavır, duruş, jest ve mimiklerini
yakalamaya çalıştım. Oyunda dans sahneleri
vardı. Bunun için Nesrin Ekici’den ders aldık.
Flamenkodan çok etkilendim. Olayı
abarttım ve dans kursuna kayıt
oldum, devam ediyorum.
G. İnce: Oyun Abdurrahman
Çelik tarafından Kürtçeye çevrildi.
Ancak çok uzun bir metindi.
Oynansa yaklaşık üç saati
bulabilirdi. Kısaltmalara gittik.
Karakterler yavaş yavaş oluştu.
Oyun zaman zaman aksamalarla
gitti. Yaklaşık bir yıl sonunda çıkan
bir oyun, çeşitli nedenleri var tabii.
İçinde yaşadığımız, etkilendiğimiz
olaylar vardı. Örneğin açlık grevleri
döneminde sahnede çalışmak çok
zor geliyordu. Bunun gibi yıl içinde
sürekli değişen süreç, durumlar bizi
de ekledi.
“Ay Carmela!” militarizm
karşısında sanatçının durması
ya da durmaması gereken yeri
tartışıyor. Dünyada militarizmin
güçlenerek sürdüğünü, özellikle
de son zamanlarda Ortadoğu’da
yaşananları düşününce, bu
gidişatta sanatçıya düşen
sorumluluk nedir? Bunu başarmak günümüzde
mümkün mü?
N. Demirbaş: Uyum ya da uyumsuzluk,
sorumluluk ya da sorumsuzluk, taraf ya da tarafsızlık
sanatçının kendi içinde tartıştığı ve bir eserin
niteliğini belirleyen temel meseleler. Jose Sanchis
Sinisterra’nın militarizme getirdiği güçlü eleştirinin
temelinde büyük bir uyumsuzluk yatar. Ortadoğu’da
yaşananlar tabii ki herkesi etkilediği gibi sanatçıyı
da etkiliyor. Yaşanan acılar, büyük sancıları ve
uyumsuzlukları da beraberinde getirecektir.
G. İnce: Sanatçı duruş itibarıyla her zaman
militarizm, savaş ve otoriter iktidarlara karşı
olmuştur. Savaştan, şiddetten nemalanan, savaş,
kan çığırtkanlığı yapıp iktidarlara yaltaklanan bir
sanatçıdan söz edilmemeli bence. Sorumluluk
noktasına gelince, ben şuna inanıyorum, belki tek
başına sanatla, tiyatroyla dünyayı değiştiremeyiz,
ama yine de birilerinin kafasında soru işareti
bırakabilir ya da insanları bir nebze olsun
etkileyebiliriz. Sonuçta, gündemi sarsan bir olayda
bir politikacının söylediği sözden çok, bir sanatçının
o konudaki söylemi daha etkileyici olabiliyor. 

ESRA AÇIKGÖZ
2 HAZİRAN 2013 / SAYI 1419 CUMHURİYET PAZAR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder